GÜZEL İNGİLİZCE KELİMELER VE TÜRKÇELERİ
Çok zengin bir dil olan İngilizce'de bir milyonun üzerinde sözcük bulunur. Bazı kelimelerin söylenişleri kulağa oldukça hoş gelirken bazılarının da anlamları hem anadili İngilizce olanların hem de İngilizceyi yeni öğrenenlerin oldukça hoşuna gitmektedir. İngilizce güzel kelimelerden en beğendiklerimizi sizin için seçtik ve Türkçe anlamları ile birlikte bu listeyi hazırladık. Aynı zamanda, ünlü yazarların eserlerinden hareketle, İngilizce olarak verdiğimiz örneklerden faydalanarak bu kelimelerin cümle içinde nasıl kullanıldığını da öğrenebilirsiniz.
İşte Sizin İçin Seçtiğimiz Güzel İngilizce Kelimeler ve Türkçe Karşılıkları:
IMBROGLIO (N.)
Anlaşmazlık, karışık iş, karmaşık durum
Örnek:
Sculpture was the only art that resisted this universal disintegration, this imbroglio of the seven arts.
- Judith Cladel, The Man and his Art
HARBINGER (N.)
Müjdeci, haberci, gelecekten haber getiren
Örnek:
It is the beginning of desires, the beginning of life, the dawn of a beautiful summer day, harbinger of the sunrise.
- Camille Flammarion, Urania
AILUROPHILE (N.)
Kedileri çok seven, kedilere aşırı düşkün kişi
Örnek:
My sister is a real ailurophile; she even goes to bed with her cat.
SURREPTITIOUS (ADJ.)
Kaçak, el altından, gizlice yapılan, hırsızlama
Örnek:
But he did not complete his reference to last night's surreptitious conversation.
- Roman Frederick Strarzl, The Martian Cabal
RIPPLE (N.)
Çok minik, hafif dalga, dalgacık
Örnek:
When the ripple on the water was observed the men shouted, "The doctor is coming!"
- Edwin G. Rundle, A Soldier's Life
EFFLORESCENCE (N.)
Tozlaşma, çiçek açma, gelişip olgunlaşma
Örnek:
Now, in this notion of " efflorescence " there is an element of truth.
- William Benjamin Smith, The Color Line
NEMESIS (N.)
Mitolojide intikam tanrıçası, literatüre geçen şekli ile: gözü korkutan düşman
Örnek:
That the career of Macbeth is an example of nemesis needs only to bestated.
- Richard G. Moulton, Shakespeare as a Dramatic Artist
PENUMBRA (N.)
Yarı aydınlık yarı karanlık, yarı gölge, Güneş veya Ay tutulmasının başında veya sonunda görülen hafif gölge
Örnek:
The world became a sort of kaleidoscope to us, seen in a dream throughthe penumbra of an aquarium.
- Guy de Maupassant, The Works of Guy de Maupassant Volume III
ELIXIR (N.)
Yaşam iksiri, içenin ömrünü uzatan iksir, bengisu, ab-ı hayat
Örnek:
And now the King began to distil the elixir of life with their aid.
- The Chinese Fairy Book
TALISMAN (N.)
Tılsım, uğur, efsun
Örnek:
Such is the tradition concerning the talisman, which the author has takenthe liberty to vary in applying it to his own purposes.
-Sir Walter Scott, The Talisman
İngilizcede söylenmesi kulağa hoş gelen, bu güzel on kelimeyi sizinle paylaştık. Eğer bu güzel kelimeler haricinde sizin de söylemekten, telaffuz etmekten ve konuşurken kullanmaktan hoşlandığınız kelimeler varsa yorumlar aracılığıyla bizimle paylaşabilirsiniz.
Dünyanın dört bir yanında anadili İngilizce olan ülkelerde İngilizce eğitimi almayı düşünüyorsanız, eğitim danışmanlarımız ile iletişime geçebilir, sorularınızı yönelterek yurt dışında yaşayacağınız bir eğitim macerasına ilk adımı bugün atabilirsiniz.