Dil ipuçları

Dil, dilbilgisi, stil ve kelime bilgisi konusunda uzman ipuçları alın

BROOKLYN NINE NINE İLE İNGİLİZCE ÖĞRENİN

by
2 Ağustos 2021
brooklyn nine nine izle

Brooklyn Nine-Nine’ın beyaz ekran yolculuğu tıpkı bir eğlence parkındaki hız treni gibi inişli çıkışlı. Yayın hayatına FOX’ta başlayan ve 5 sezon boyunca bu kanalda devam eden dizi, tam iptal olacak derken NBC’nin yayın haklarını satın almasıyla 3 sezon daha bizleri kahkahalara boğmayı garantilemiş oldu. Tüm bu sallantılı yayın hayatının ardından Netflix'in de işin içine girerek diziyi yayımlamaya başlaması belki de 99 hayranları için en güzel haberlerden biri oldu.

Ağustos’un 12’sinde 8. ve son sezonuyla geri dönecek olan bu diziyi özel yapan ve diğer komedi dizilerden ayıran belki gülme efektlerine yer vermeden gözlerimizden yaşlar getirebilmesi, belki de dramaya yer vermeden Amy-Jake ilişkisini hiç ayrılık olmadan tatlı bir şekilde işleyebilmesi. Dizide önemli bir yer tutan ve öne çıkan bazı anları ve İngilizce kavramları sizin için derledik. Yazıyı okumaya devam etmeden önce önemli bir uyarı: Eğer Brooklyn Nine – Nine’ın tüm sezonlarını izlemediyseniz birçok spoiler ile karşılaşabilirsiniz. Bizden söylemesi!

Halloween Heist – Cadılar Bayramı Vurgunu

Her sezon heyecanla beklediğimiz ve gelenekselleşen Halloween Heist yani Cadılar Bayramı Vurgunu bölümleri şüphesiz ki en çok güldüren ve kimin “the Ultimate detective/genius” yani “en süper ötesi dedektif/dahi” olduğunun ortaya çıktığı bölümler. 4. Sezonda yarışı Gina’nın kazanmasıyla bu unvan “the Ultimate human/genius”a yani “en süper ötesi insan/dahi”ye evrilmiştir.

Arch Nemesis / Arch Enemy

Sıkı Brooklyn Nine-Nine hayranları bilir ki; Jake için Doug Judy nam-ı diğer Pontiac Bandit neyse Kaptan Raymond Holt için de Madeline Wuntch odur. Tabii ki tek bir farkla. Holt ve Wuntch arasındaki ezeli rekabet ve düşmanlık tüm dizi boyu devam ederken Judy ve Peralta ilişkisi daha karmaşık bir yapıdadır. Jake her ne kadar Doug Judy’nin arch-nemesis yani baş düşmanı olduğunu söylese de aralarındaki ilişki zamanla dostluğa hatta en iyi arkadaşlığa evrilmiştir.

“Criminals? That's how you see us? Is it a crime to steal bread to feed your family? Or to sell some weed so you can buy video games? Or to steal video games because you smoked all that weed you were supposed to sell?” “Suçlular? Bizi böyle mi görüyorsun? Aileni doyurmak için ekmek çalmak suç mu? Ya da video oyunu satın almak için biraz ot satmak? Ya da satman gereken tüm otu içtiğin için video oyunu çalmak?”

―Doug Judy in "The Fugitive Pt. 2 S04E12"

İngilizceniz ne kadar iyi?
kaplan-blog-banner-english-test

Hemen ücretsiz testimizi çözün ve güncel İngilizce seviyenizi görün! 

Kwazy Cupcakes – Çılgın Kapkekler

Önce Gina’nın, sonrasında da Kaptan Raymond Holt’un bağımlısı olduğu bu mobil oyunun ismi için crazy kelimesinin peltek ve sevimli bir şekilde söylenmesi ile “kwazy” kelimesi oluşturulmuştur. Kaptan Raymond Holt için Candy Crush benzeri bu oyuna olan bağımlılığından kurtulmak pek de kolay olmayacaktır, ta ki Hitchcock’un da Kwazy Cupcakes delisi olduğunu ve kendisiyle aynı seviyede olduğunu öğrenene kadar. 

Brooklyn 99

Die Hard – Zor Ölüm

Brooklyn Nine Nine’dan bahsedip de ana karakterlerden Jake’in en sevdiği film serisi olan ve dizi boyunca sık sık anılan ve atıflarda bulunulan Die Hard yani Zor Ölüm’den bahsetmemek olmaz. Jake’in hayatında film serisinin yeri o kadar büyüktür ki, Amy ve Jake çifti yeni doğan oğullarına filmin baş karakteri John McClane’in adını vermişlerdir.

“Die Hard is the best cop movie of all time. One cop heroically saving the day while every one else stands around and watches. It’s the story of my life.” (Zor Ölüm bu zamana kadar yapılmış en iyi polis filmi. Bir polis diğer herkes durup olayı izlerken kahramanca günü kurtarıyor. Bu benim hayat hikayem.)

―Jake Peralta in "The Slump S01E03"

via GIPHY 

Undercover Cop / Going Undercover (Gizli Polis / Gizli Göreve Gitmek)

Polisliğin doğası gereği 99. Bölge dedektifleri dizi boyunca sık sık çeşitli gizli görevlere müdahil oluyor ve kılık değiştiriyorlar. Bunlardan en akılda kalanı şüphesiz ki Jake Peralta’nın FBI ile iş birliği yaparak İtalyan mafyasını çökertmek için göstermelik olarak mesleği bırakması ve inandırıcı olabilmek için satılmış bir polis olarak davranması.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK BİR DİĞER İÇERİK : STRANGER THINGS İLE İNGİLİZCE ÖĞRENİN


Being Framed / Framing Someone (Birine suç atmak, kumpasa getirmek, komplo kurmak)

4.sezonun final bölümüne geldiğimizde Rosa ve Jake, özel kuvvetler birimin başındaki dirty cop yani yolsuz polis Melanie Hawkins tarafından tuzağa düşürülüp banka soymuş gibi gösterildikleri için 15 yıla kadar hapis istemi ile yargılanırlar.

The Vulture (Akbaba)

Lakabı tam olarak üzerine biçilmiş kaftan gibi oturmuş bir karakter, the Vulture; yani akbaba. 99.bölge dedektiflerinin bir dosyayı tam çözeceği ve karara bağlayacağı sırada gelip dosyaya çökmesi ve vaka için çokça çaba sarf edip yüzüp yüzüp kuyruğuna gelen dedektifi gölgede bırakmasıyla bilinir.

The Vulture: Hey, should we take odds on how fast I'll solve this case? (Hey, bu dosyayı ne kadar hızlı çözeceğim konusunda bahse girelim mi?)

Peralta: Nope. (Hayır.)

The Vulture: I mean, what was it with Diaz's last "impossible extortion" case? Was it six hours? (Yani, Diaz’ın şu geçenlerdeki çözülmesi imkânsız haraç dosyası ne kadar sürmüştü? 6 saat mi?)

Diaz: That's because it was 98% solved. (Çünkü dosyanın %98’i çözülmüştü.) The Vulture: The last two percent's the hardest to get. That's why they leave it in the milk. (Geriye kalan %2 en zor kısmı. O yüzden yağsız sütte bile %2 oranında yağ bırakıyorlar.)

"The Vulture S01E05"

Bir yandan İngilizcenizi geliştirirken diğer yandan gülmekten yerlere yatmak istiyorsanız, Brooklyn Nine-Nine bunun için birebir! Sözü daha fazla uzatmayalım ve sizi final sezonunun ilk fragmanıyla baş başa bırakalım:

Neredeyse tüm Amerikan sokak jargonuna hakim bir 99 sever misiniz? Peki sizce İngilizce seviyeniz ne alemde? Aşağıdaki linke tıklayarak İngilizce seviyenizi ücretsiz olarak ölçebilirsiniz:

online ingilizce testi brooklyn nine nine

FAYDALI LİNKLER: