Durum ve Hareket Fiilleri (State & Action Verbs)
İngilizce’de tüm filler durum (state/stative/non-progressive) ve hareket fiilleri (action/dynamic) olarak ikiye ayrılır. Bu iki türü birbirinden ayıran en önemli özellik, hareket fillerinin “continuous tense”ler yani süreklilik bildiren zamanlar (Present Continuous, Past Continuous, Future Continous, vs.) ile kullanılabiliyor, fakat durum fillerinin kullanılamıyor olmasıdır. Durum fiilleri genellikle algı, duyular, duygular, olma hali ile ilgili filleri içerir. Yaygın olarak kullanılan durum fillerinin bir listesini aşağıda bulabilirsiniz:
be | have | own | taste |
believe | hear | prefer | think |
belong | know | remember | understand |
cost | like | see | want |
forget | love | seem | |
hate | need | smell |
Yukarıdaki listede yer alan bazı fiillerin hareket fiili olabildiğini yani “continuous tense”lerle kullanıldığını görmüş olabilirsiniz. Evet, bazı fiiller hem durum hem de hareket fiili olabilirler. Fakat bu durumda anlamları da değişir. Şimdi bu fiillere bir göz atalım.
Have
- “Sahiplik” anlamına gelirse durum fiili olur.
Örnek: I have a cat. (Bir kedim var./Bir kediye sahibim.)
My sister has a good job. (Kız kardeşimin iyi bir işi var./Kız kardeşim iyi bir işe sahip.)
The book has nice exercises. (Kitapta güzel alıştırmalar var./Kitap güzel alıştırmalara sahip.)
- Aşağıdaki örneklerde ise hareket fiili olarak kullanılmakta ve anlamı kullanımına göre değişmektedir.
Örnek: I’m having breakfast at the moment.
Şu anda kahvaltı yapıyorum. (“Have” burada “eat” yani “yemek” anlamında kullanılmıştır.)
Amy is having a bath.
Amy banyo yapıyor. (“Have” burada “banyo yapmak” anlamındadır.)
Are you having a good time?
İyi zaman geçiriyor musun? (“Have” burada “iyi zaman geçirmek” anlamında kullanılmıştır.)
Think
- “Fikir belirtmek” anlamında kullanılırsa durum fiili olur.
Örnek: I think Mike doesn’t like school.
Bence Mike okulu sevmiyor. (Burada “think”, “in my opinion” yani “bence” anlamında kullanılmıştır.)
- “Düşünmek” anlamında kullanılırsa hareket fiili olur. Düşünmek, bir prosestir ve dolayısıyla hareket fiilidir.
Örnek: I’m thinking about my childhood right now.
Şu anda çocukluğumu düşünüyorum.
See
- “Görmek” ya da “anlamak” anlamında kullanılırsa bir durum fiilidir.
Örnek: Do you see the bird in the tree? (Ağaçtaki kuşu görüyor musun?)
I see what you mean. (Ne demek istediğini anlıyorum.)
- “Görüşmek”, “randevulaşmak” anlamında kullanılırsa bir hareket fiili olur.
Örnek: I’m seeing my girlfriend this afternoon. (Bu öğleden sonra kız arkadaşımla görüşeceğim.)
Be
- “Olmak” anlamına gelirse durum fiilidir.
Örnek: Becky is childish.
Becky, çocuksu. (Çocuksuluk onun bir karakteri.)
- “Davranmak” anlamına gelirse hareket fiilidir.
Örnek: Why are you being so childish?
Neden böyle çocukça davranıyorsun? (Şu anda çocukça davranıyor, normalde çocuksu değil.)
Smell
- “Kokmak” anlamına gelirse durum fiilidir.
Örnek: The flower smells great. (Çiçek harika kokuyor.)
- “Koklamak” anlamına gelirse hareket fiilidir.
Örnek: Why are you smelling the fish? (Neden balığı kokluyorsun?)
Taste
- “Tada sahip olmak” anlamına gelirse durum fiilidir.
Örnek: The soup tastes awful. (Çorba korkunç bir tada sahip./Çorbanın tadı iğrenç.)
- “Tadına bakmak” anlamına gelirse hareket fiilidir.
Örnek: She is tasting the soup. (Çorbanın tadına bakıyor.)
Look
- “Görünmek” anlamına gelirse durum fiilidir.
Örnek: You look great. (Harika görünüyorsun.)
- “Bakmak” anlamına gelirse hareket fiilidir.
Örnek: Why are you looking at me? (Niye bana bakıyorsun?)
Feel
- “Fikir belirtmek, düşünmek” anlamında kullanılırsa durum fiilidir.
Örnek: I feel that you are angry. (Kızgın olduğunu düşünüyorum.)
- “Fiziksel durum” ile ilgiliyse hem durum hem de hareket fiili olarak kullanılabilir.
Örnek: How do you feel? I feel sick/angry. (Nasıl hissediyorsun? Hasta/kızgın hissediyorum)
How are you feeling? I’m feeling sick/angry. (Nasıl hissediyorsun? Hasta/kızgın hissediyorum)
ÖNEMLİ: Durum fiilleri “continous tense”lerle kullanılamaz ama hareket fiilleri tüm “tense”ler ile kullanılabilir.
Örneğin, “look” fiilini hareket fiili olarak yani “bakmak” anlamında tüm zamanlarda kullanabilirim. “He is looking at me” dersem “şu anda bana bakıyor” demiş olurum; “He always looks at me” dersem “sürekli bana bakıyor” demiş olurum.
- He is looking at me. √
- He looks at me. √
Fakat “look” fiilini durum fiili olarak yani “görünmek” anlamında kullanıyorsam, örneğin “he looks great”, bu cümleyi “continuous” olarak kuramam, yani “he is looking great” diyemem.
- After his hair transplant in Turkey he looks great. √
- After his hair transplant in Turkey he is looking great. X