HİÇ BİTMEYEN BİR YAZ YAŞAMANIZ İÇİN 10 TAVSİYE
Soğuk kış aylarında üzerimizde mont başımızda bereyle önce sıcacık yaz mevsiminin hayalini kuruyoruz, sonra da uzun ve sabırlı bir bekleyişe giriyoruz. Ama zaman öyle hızlı akıp gidiyor ki; yazın daha tam anlamıyla keyfini çıkaramadan, Güz puslu havasıyla ve sağanak yağmuruyla karanlık yüzünü bir anda gösteriveriyor. Arkadaş çevresi, markalardan gelen mesajlar ve bugüne kadar uygulanan gelenekler sebebiyle yazı yılın 3 ayına sığdırmak zorundaymış gibi hissedebilirsiniz. Ancak bu yazımızda tüm bunların hepsine meydan okuyarak hiç bitmeyen bir yaz yaşayabilmeniz için sizinle çeşitli tavsiyeler paylaşacağız.
1. Güneye inin
Belki yazlığınız vardır ya da şehir yaşamını tatil beldelerine tercih ediyor olabilirsiniz. Öyleyse bu tavsiyemize sıcak bakmayabilirsiniz. Ancak iflah olmaz bir yazcıysanız, denizi kumu ve güneşi seviyorsanız, Ekim - Kasım aylarına kadar güney sahillerindeki havaların sıcaklığını koruduğunu hatırlatmak isteriz. Üstelik okullar açıldığı için ve yaz tatili fikri birçok kişinin kafasında önümüzdeki yıla kadar rafa kaldırıldığı için sessiz sakin ve kalabalıktan uzak birkaç hafta geçirmeniz olası. Hem de sonbaharın ilk aylarında otel ve kiralık apart fiyatlarının oldukça düştüğünü de hesaba katacak olursak, uygun fiyatlı bir tatil geçirmeniz kaçınılmaz olacaktır. Sonbahara doğru kayan bir yaz tatili, yazınızı sonsuz kılmanın anahtarlarından yalnızca biri.
2. Sosyal medyadan uzaklaşın
Dürüst olalım, artık sosyal medya hayatımızın içine öyle bir işledi ki; bu aralar sosyal platformlara olan erişimimizi sıfıra indirmek imkânsız gibi görünüyor. Ancak bir süreliğine sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi minimuma indirmeyi deneyebilirsiniz. Gözlerinize telefonunuzun ekranından süzülen mavi ışıktansa daha çok denizin maviliğini, doğanın yeşilliğini görme fırsatı verin. İnternette ne kadar az vakit geçirirseniz o kadar çok anda kalmayı başarabileceksiniz. Ve o an, şimdiki an, yazın ta kendisi. Instagram’daki reelleri ve hikayeleri, TikTok videolarını Kasım’ın gri havasına bırakın. Ve güneşin iliklerinizi ısıtan sıcaklığının keyfini çıkarmaya bakın.
3. Pikniğe gidin
Şehre düşkün biri olsanız da bir günlüğüne ufak bir kaçamak yapıp piknik alanlarından birine gidebilir ve temiz havada vakit geçirebilirsiniz. Neden parklardan birinde sevdiklerinizle birlikte bir şeyler atıştırmak varken evde dört duvar arasında yemek yemek zorunda olasınız ki? Yazın en güzel yanlarından biri de mis gibi havanın keyfini taze meyvelerle çıkarabilmek değil mi?
4. Havuza gidin
Birçok büyük otelin havuzu dışarıdan gelenlere de günübirlik olarak açılmış durumda. Şehirde sıkışıp kalmış ve daha tatil yapamadan yazın ellerinizden kayıp gittiğini hissediyor olabilirsiniz. Havalar hala sıcak seyrederken internetten araştırmanızı yapın ve hafta sonunuzu havuzda geçirerek bu yazı sonsuz kılın.
5. Balkonunuzu güzelleştirin
Şehrin içinde balkon mu kaldı ki dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak alanınız her ne kadar küçük de olsa, ya da hiç olmasa bile yapılacak bir şeyler bulabileceğinizden eminiz. Yalnızca Fransız balkonunuz mu var? Pencerenizin denizliğine ya da balkon demirine sabitlediğiniz uzunlamasına geniş saksılardaki rengarenk çiçekler ya da belki ekeceğiniz çeri domates fidanı ile kendi sebzelerinizi toplamak keyfinizi yerine getirecektir.
Eğer balkonda alanınız varsa burayı düzenlerken ilham almak için biraz Pinterest’te gezinebilirsiniz. Bu platformda DIY(Do it Yourself) yani Kendin Yap fikirlerinden, en yakın yapı marketinden satın alabileceğiniz uygun fiyatlı ürünlere kadar birçok fikir bulabilirsiniz. Elektrikle çalışan peri ışıkları, tüylü birkaç yastık, birkaç irili ufaklı saksı çiçeği balkonunuzu dönüştürmenize ve yazı kaçırmadan açık havada daha çok zaman geçirmenize yardımcı olacaktır. Böyle bir atmosferde film izlemek, yemek yemek hatta evden çalışmak bile anı doyasıya yaşamanıza katkıda bulunacaktır. Hatta alanınız yeteri kadar genişse balkonunuza bir hamak bile sığdırabilirsiniz. Hamak demişken, bir sonraki maddemize de göz atın.
6. Bir hamak satın alın
Mazhar Alanson’un da dediği gibi “bir hamak alıp sallanmak” belki de her şeyin çözümüdür. Üstelik yeni nesil hamakları asmak için ağaca ihtiyacınız da yok. Kendi ayakları üzerinde sabit durabilen hamaklardan birine yatırım yaparak istediğiniz yerde, istediğiniz an rahatlama pozisyonuna geçiş yapabilirsiniz. Hamakta sallanmak kadar yazla ve güzel havayla ilişkilendirilen daha iyi bir aktivite yoktur herhalde!
7. Bisiklet sürün
Zaten apaçık ortada olanı tekrarlamak gibi olacak ama, bisiklet çoğu zaman hamaktan daha fazla yaz ile bağdaştırılır. Şehrin içinde bisiklet mi nasıl olacak o iş dediğinizi duyar gibiyiz. Sahil şeritlerindeki bisiklet yollarını ya da yeşil alanlar içindeki bisiklet parkurlarını kullanabilirsiniz. Ya da İstanbul’daysanız adalara doğru bir kaçamak yapıp günlük olarak bisiklet kiralayabilirsiniz. Yazı iliklerinize kadar hissetmenin en güzel yollarından biri de güneş hala sıcacık yüzünü göstermeye devam ederken; adalardan birinde, havaya karışmış tuzlu deniz kokusunu ciğerlerinize çeke çeke bisikletle turlamak hatta denizin maviliğine göz kırpan güzel bir tepede ağaçların altında piknik yaparak bir taşla birden çok kuş vurmaktan geçiyor olabilir.
8. Hafta sonu için şehirden uzaklaşın
Tüm yazı şehirde harcamak durumunda kalmış olsanız da, hafta sonlarında şehirden kaçıp küçük bir kaçamak yapabilirsiniz. İster deniz kıyısında günübirlik bir gezi, ister tüm hafta sonunu kapsayacak bir kafa dinleme tatili olsun, her iki durumda da anı yakalamanız ve yazda kalmanız mümkün. Biraz değişiklik, yeni manzaralar hatta belki yeni insanlar size yeni yeni deneyimler de kazandıracak ve yazı kaçırmaktan çok dolu dolu yaşamışlık hissi verecektir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK BİR DİĞER İÇERİK: SOSYAL MEDYA İLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAN İNGİLİZCE KELİMELER
9. Yaza erken başlayın
Yaz mevsiminin 1 Haziran’da başladığını da kim söylemiş? Havalar 1 Haziran’dan çok daha önce ısınmaya başlıyor. Neden bahar aylarını da yaza dahil edip upuzun bir yaz yaşamayasınız? Eğer Nisan - Mayıs aylarında yaşadığınız şehir hala soğuksa güneye inebilir ve daha önceki tavsiyelerimizi de hesaba katarak ve uygulayarak yaza çok daha erken başlayabilirsiniz.
10. Yazı geç bitirin
Bir önceki önerimizin doğal bir uzantısı olarak, yazı daha da uzun kılmanızı ve geç bitirmenizi öneriyoruz. Havalar soğumaya başladığında, yazın hala etkilerini sürdürdüğü bölgelere kaçın. Bu arada, bu sonbahar Kaplan’ın dil kurslarından birine katılarak iş hayatınızı eğitim ile harmanlayabilirsiniz. Ya da yeni bir işe başlamadan, okula kesin dönüş yapmadan önce araya dolu dolu yaşayacağınız bir dil eğitimi sıkıştırabilirsiniz. Eğer sonsuz bir yaz yaşamayı planlıyorsanız, yazın hiç bitmediği ya da çok daha uzun sürdüğü bazı ülke ve şehirlerdeki kurslarımız sizin için biçilmiş kaftan. Sürekli ılıman iklime sahip Los Angeles’ta İngilizce öğrenebilirsiniz mesela! Sadece hiç bitmeyen bir yaz yaşamadığınızı aynı zamanda İngilizcenizi de geliştirdiğinizi hayal edin. Bizce bu mükemmel bir fikir!
Bonus:
Yılın herhangi bir zamanında, Endless Summer yani Sonsuz Yaz adlı filmi izleyerek hiç bitmeyen bir yaz yaşamış gibi bir hisse kapılabilirsiniz. Filmin 1966'da çekilmiş olduğu gerçeği gözünüzü korkutmasın. Bu, sörf ve en iyi dalganın peşinde dünyayı dolaşan sörfçüler hakkında yapılmış ve zamanla kültleşmiş bir film. Ve bu sörfçüler gerçekten sonsuz bir yaz yaşamaktadır. Bahsi açılmışken belirtmeden geçmek olmaz. Birçok Kaplan okulunda sadece İngilizce öğrenmekle kalmayabilir, aynı zamanda bir sörf okuluna da kayıt olabilirsiniz. Ve sonra sizi temin ederiz ki; hiç bitmeyen bir yaz geçireceksiniz.
FAYDALI LİNKLER: