HIZLI İNGİLİZCE: AİLE TANITMA
Bayramlar yaklaşırken birçok kişi bayramını ailesi ve yakın akrabaları ile toplanarak ve tanıdıklarını ziyaret ederek geçirmeyi tercih ediyor. Hayat koşuşturmacası içinde her ne kadar geniş aile üyeleriyle sık sık bir araya gelemesek de dini bayramlar ve özel günler buna iyi bir vesile oluyor. Peki akrabalık ilişkilerinizi yabancı birine İngilizce anlatacak olsanız? Bu konuda size yardımcı olabilmek için bu yazıyı hazırladık. İngilizce öğrenirken temel kavramları ve bu kavramları konuşma içerisinde nasıl kullanılacağını öğrenmek size iletişim kurma konusunda yardımcı olacaktır.
DEĞİŞİK AİLE TİPLERİ
Immediate family – yakın akrabalardan oluşan aile tipi
Extended family – geniş aile, tüm akrabalardan oluşan aile tipi
Nuclear family – immediate family yerine kullanılan bir diğer kavram; sadece anne baba ve çocukları kapsayan aile tipi, çekirdek aile.
Immediate family (Yakın Akrabalar)
Immediate family; ebeveynlerinizden, kardeşlerinizden ve büyükanne ve dedenizden oluşur.
Mother – Anne
Father – Baba
Brother – Abi, Erkek Kardeş
Sister –Abla, Kız Kardeş
Twin – İkiz
Grandfather – Büyükbaba, Dede
Grandmother – Büyükanne, Nine
“I have a big immediate family, with 6 sisters and 4 brothers all living in the same house!
Extended family (Geniş Aile)
Extended family, ilişki dereceniz ne olursa olsun kan bağı ile bağlantılı olabileceğiniz herkesi temsil eder.
Aunt – Teyze, Hala
Uncle – Amca, Dayı
Cousin – Kuzen
Nephew – Erkek Yeğen
Niece – Kız Yeğen
“My aunt and uncle live 20 minutes from my house. We have dinner with them every Sunday.”
Size özel seçtiğimiz içerik: İNGİLİZCE KENDİNİ TANITMA: KENDİNİZ HAKKINDA NASIL KONUŞURSUNUZ?
Family by marriage (Evlilik ile gelen akrabalık ilişkileri)
Evlendiğinizde eşinizin akrabaları ile de akrabalığınız başlar. Bu kişiler İngilizce’de genellikle “in-laws” olarak tanımlanır.
Brother-in-law – Enişte
Sister-in-law – Yenge
Father-in-law – the father of your spouse
Mother-in-law – the mother of your spouse
“I get along very well with my mother-in-law! She even taught me how to cook an old family recipe.”
AİLENİZ HAKKINDA KONUŞMAK
Aile, sık sık hakkında konuşulan yaygın bir konudur. Peki kendi ülkenizdeki aile ilişkilerini İngilizce olarak nasıl anlatırsınız?
Take after (Birisine çekmek, benzemek)
> I take after my mother. We have the exact same nose.(Anneme çekmişim, burnumuz tıpatıp aynı.)
> He is a really good singer. He takes after his father in that way. (Çok iyi şarkı söylüyor. Bu konuda babasına çekmiş.)
Brought up (Yetiştirilmek)
> Guillaume was brought up with good morals. (Guillaume ahlaklı bir şekilde yetiştirilmiş.)
> My grandmother brought me up well. (Büyükannem beni iyi yetiştirdi.)
> I was brought up in Italy. (İtalya’da yetiştirildim.)
Runs in the family (bir şeyin ailede genellikle genetik ya da karakteristik açıdan yaygın olması)
> Red hair runs in the family. (Kızıl saç ailede yaygın.)
> I wasn’t surprised about how much he ate. A large appetite runs in the family. (Bu kadar çok yemesine şaşırmadım. İştah ailede yaygın. )
Ana kavramları öğrendiğiniz için artık konuşma içinde ailenizden bahsederken kendinize daha çok güvenebilirsiniz. Aile hakkında bahsetmeyi unuttuğumuzu düşündüğünüz kelimeler ya da kavramlar var mı? Eğer varsa bize yorumlar aracılığıyla belirtmeyi unutmayın.
İNGİLTERE'DE İNGİLİZCE ÖĞRENİN
İNGİLİZCEYİ DOĞDUĞU TOPRAKLARDA ÖĞRENİN